Skip to content
  • 0 Oy
    2 İleti
    134 Bakış
    L

    Yine de Sokrates'in "gençlerin ahlakını bozduğu için" zehir içerek intihar etmek zorunda bırakıldığını unutmayalım.

    Onu öğrencisi Platon'Un idealar dünyasını da ben aşırı derecede mistik bulurum.

    Aslında Descartes'e kadar felsefe bana göre mistisizm ile iç içe olmuştur. Hatta bu durum belki mesela Jung'a kadar devam edebilmiştir. Sonrasında bilimsel yöntemin geliştirilmesi ile günümüz dünyasını oluşturabilmişiz. Ve neticede Hint düşünce biçimine şu veya bu şekilde dönmeye başlamışız. Çünkü temel varoluşcu kavramlar bir yerden sonra yetersiz gelmiş, insanların benlik arayışı konusunda yetersiz kalmış.

    Hint dini yapısı ayrı bir şeydir, Hint düşünce sistemi ayrı bir şeydir.Wilhem Reich da bundan söz ediyor: "orta çağdan beri ilk defa doğuya giden gezginlerimiz var" diyoe (1960'Lı yıllar için)

    Neden peki?

    Çünkü bilim insan egosunu açıklamıyor. Bilim (ya da felsefenin iyice gelişmiş hali diyelim) nesnellikle ilgileniyor. İnsanı nesnel bir varlık olarak kabul ediyor. Ama Bilim, felsefe, materyalist ütopyalar (mesela komünizm) insanın varoluşsal sorunlarını çözemiyor. İnsan yine en büyük bilnmez olmaya devam ediyor. Hiçbir materyalist / batıcı yaklaşım bunu değiştiremiyor.

    Doğu belki burada yeniden devreye giriyor. Özellikle de Hint düşünce sistemi.

    (daha uzak-doğuda kalan düşünce sistemlerine zamnında çok ilgi duydum ama bir türlü vakit ayırıp da bunları okuyamadım. Ama aynı zamanı o tarafa ayırsaydım yine benzer, felsefeyi [Batı felsefesini] tamamlayıcı unsurlar bulacağıma inanıyorum.)

  • 1 Oy
    2 İleti
    185 Bakış
    D

    @phi, içinde söyledi: Yunan Felsefesinin Kültürel Açıdan Öne Çıkma Nedenleri

    MÖ 1200 yılında geldiklerinde, bu sıralarda Ege kıyılarına yerleşmiş, uygarlık bakımından hayli ileri bir halkı bulundukları yerden sürdüler.

    Bu halkın bir adı olup olmadığı bilgisine ulaşamadım. Fakat antik Yunan felsefesinin en önemli özelliği evreni tanrılarla açıklamaktan vazgeçen ilk sistematik felsefe diye biliyorum.

    Platon ise tekrar idelere dönen adam. Yani tanrılar dedi mi demedi mi bilmiyorum fakat öyle demeye getirdi. Böylece iki ana eğilimin, benim deyişimle mateizm ve ideizmin temelleri atıldı. Mate de Demokritos'un kavramı. Mate vs ide. Felsefenin temelinde bu ana ayrım yatar.

    Yani ya Demoktitos'a karşı Platoncu veya Platon'a karşı Demokritosçu olursunuz. Ana ayrım budur.

  • İran’da Zerdüş

    Felsefe Tarihi
    3
    2 Oy
    3 İleti
    78 Bakış
    nejdet evrenN

    @Leonardo https://www.gazeteduvar.com.tr/dunya-forum/2018/04/01/dunya-forum-zerdust-kimdir

  • Lao-Tzu

    Felsefe Tarihi
    1
    2 Oy
    1 İleti
    67 Bakış
    Kimse yanıtlamadı
  • Çin’de Konfüçyüs

    Felsefe Tarihi
    2
    0 Oy
    2 İleti
    93 Bakış
    S

    Çin komünist partisi iktidara geldiğinde ilk işleri Konfüçyüs düşüncesini yasaklamak olmuş. Hatta günümüzde Çinliler, 16 ve 20. yüzyıl arasında geri kalmalarını Konfüçyüs düşüncesine bile bağlıyorlar.
    Aynı bizdeki "İslam yüzünden geri kaldık" düşüncesine benziyor. Mesela çoğu kişi Atatürk'ün okuduğu Osmanlı okulunda Darwinizm dersi okutulduğunu bilmez.